Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Din, dil, ırk farkı gözetilmeksizin yargı dünyasının sorunlarına derman olacak çareleri konuşmak üzere, bizleri bir araya getiren bu projenin gücü, sahip olduğumuz ortak insanlık, onur ve bilincinden kaynaklanmaktadır” dedi.Yüksek Yargı Kurumlarının Avrupa Standartları Bakımından Rollerin Güçlendirilmesi Projesi’nin kapanış toplantısına Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Büyükelçi Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Jean-Maurice Ripert ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Philippe Boillat katıldı.Kapanış konuşmasını yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, bu projenin ortaya çıkmasında hak ve özgürlükler konusunda ülkemizde yükselen bir bilincin etkili olduğunu söylemek yanlış olmayacağını belirtti. Kılıç, “Bu bilincin doğurduğu sorunlara çözüm yolları arama çabalarını ise, ülke ve dünya barışına katkı verecek projeler kapsamında değerlendirmek gerekir. Din, dil, ırk farkı gözetilmeksizin yargı dünyasının sorunlarına derman olacak çareleri konuşmak üzere, bizleri bir araya getiren bu projenin gücü, sahip olduğumuz ortak insanlık, onur ve bilincinden kaynaklanmaktadır” diye konuştu.Kılıç, yüksek yargının rollerinin güçlendirilmesi kapsamında yapılan projenin 4’üncü yılında, bireysel başvuru konusunun bu projeye eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesi’ne yüklenmiş olan bu görevin, en etkin biçimde yerine getirilmesi konusunda Avrupa Konseyinin yaptığı katkıya ayrıca teşekkür ettiğini ifade etti. Kılıç, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hakimleri ve hukukçuları ile yoğun bir şekilde gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantıları, Anayasamız ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri arasında uyumlaştırma konusunda çok somut ilerlemeler sağlanmasına imkan vermiş, buna paralel olarak da, Avrupa Mahkemesinin oluşmuş iç hatları hak ihlallerinin tespitinde çok etkili kılavuz-karar olma rolünü başarıyla yerine getirmiştir” dedi.Anayasa Mahkemesi’nin “özgürlüklerin mahkemesi” işlevini yerine getirebilmesinin etkin ve süratli bir çalışma sonunda hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasının varlığına bağlı olduğunun bilinci içinde olduklarının altını çizen Kılıç, “Bu hedefi gerçekleştirmek Anayasa Mahkemesinin varlık sebebi olup, bu konuda mensuplarımızın güçlü ve kararlı bir iradeye sahip olduğunu belirtmek isterim. Bireysel başvuru yolunun başarılı olabilmesi için, diğer hak arama yollarının etkin bir şekilde işletilmesi ve bütün devlet organlarının ortak irade ile hareket etmesi gerektiğini söylemek yanlış olmayacaktır. İnsan onurunda derin yaralar açan sanıkların makul bir sürede yargılanma hakkı, masumiyet karinesi, tutukluluk süresi, etkin savunma hakkı, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişinin hakkındaki suçlamaları öğrenme ve bilgilendirilme hakkı gibi başlıklar altında ifade edebileceğimiz, adil yargılama konusundaki ihlallerin ortadan kaldırılması hayati öneme sahiptir” diye konuştu.Bireysel başvurunun “etkin bir denetim yolu” haline gelmedikçe, hukuk dünyası tarafından kabul görmeyeceğinin bilinci içinde olduklarını vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti: “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve onu uygulayan mahkemenin, bu güne kadar verdiği kararlarla anayasamızda bunlara denk düşen temel hak ve özgürlükler arasında ‘öz yönünden’ uyum sağlanma zorunluluğunun önemini biliyoruz. Bu imkanlar kullanılmak suretiyle Türk Anayasa Mahkemesi’nin temel hak ve özgürlükler konusunda yerleşik ‘evrensel standartlarla’ örtüşen kararlar üreteceğine inancımı belirtmek isterim.”Kılıç, yüzyıllar boyunca insanlığın ortak aklından süzülerek gelen evrensel doğrulara, demokratik bir toplumda olması gerekenlere, samimiyetle inanıp, uygulamaları bu zemin üzerine oturtulabilirse çözülmeyecek sorun olmadığını vurgulayarak, “Sonlandırdığımız bu projenin de bu hedefe olan olumlu katkılarını belirterek emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyorum” diye konuştu.Yargıtay Başkanı Ali Alkan ise, yargıda istenilen standartlara ulaşılması için sadece mevzuat değişikliklerinin yeterli olmadığını, bu değişikliklerin uygulamada da hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdi. Alkan, Türkiye de ilk defa tüm yüksek yargı kurumlarını bir araya getiren, tarihi öneme sahip projenin başarıyla gerçekleştirilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.Alkan, projeyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile teminat altına alınan hak ve özgürlüklerin Avrupa Birliği müktesebatı ve diğer Avrupa standartları doğrultusunda yenilemeler yapılması konularında rollerinin güçlendirilmesinin amaçlandığını söyledi. Türkiye’nin AİHS’ni imzaladığı günden beri süre gelen Avrupa Birliğine üyelik hedefinin, 2005 yılında tam üyelik katılım müzakerelerinin başlamasıyla yeni bir aşamaya geçtiğini anımsatan Alkan, 22 Numaralı “Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu” başlığının yakın bir zamanda açılacağını ümit ettiklerini belirtti.Alkan, bunun hemen ardından yargı ve temel haklar alanındaki 23. Faslın açılmasını beklediklerini söyledi. Proje kapsamındaki faaliyetleri anlatan Alkan, “Avrupa Birliğine üyelik yolunda, temel hak ve özgürlükler ile demokrasi kültürü alanında standartların yükseltilmesi için birçok mevzuat çalışması yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Ancak istenilen standartlara ulaşılması için sadece mevzuat değişiklikleri yapılması yeterli olmayıp aynı zamanda bu değişikliklerin uygulamada hayata geçirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.Uygulamada ne gibi değişiklikler olduğunu örnekleriyle açıklayan Alkan, bunun da ötesinde Yargıtayın içtihat değişikliklerinin bazı mevzuat değişikliklerinin de sebebi olduğunu bildirdi. Alkan, Türk yargısına önemli katkılar sağlayan ve etkisi uzun yıllar sürecek olan projenin başarıyla uygulanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.Danıştay Başkanı Zerrin Güngör de Türkiye’nin son yıllarda temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi, uluslararası insan hakları araçlarının kabul edilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının hayata geçirilmesi konusunda çok önemli ilerlemeler kaydettiğini söyledi.İnsan haklarının özünü oluşturan, eşitlik, katılımcılık, kapsayıcılık ve şeffaflık ilkelerinin derin kökleri bulunan hukuk sisteminin üzerine inşa edildiği değerler olduğunu anlatan Güngör, “Hiçbir ırk, dil, din, renk ayrımı gözetmeden insanların hak, hukuk ve onuruna saygı gösterme kültürümüz hukuk uygulamalarımızı da olumlu yönde desteklemektedir” dedi.Hukukun yaşayan, sürekli gelişmeye muhtaç bir olgu olduğunu dile getiren Güngör, “Yapılması gereken ihtiyaçlarımızı doğru tespit etmek ve hukuk sistemimizi insan hakları ve hukukun üstünlüğü esası doğrultusunda gözden geçirmektir. Aksi halde hukuk toplumsal yaşamın ve ihtiyaçların gerisinde kalacaktır” diye konuştu.Bu nedenle projeye büyük önem atfettiklerini belirten Güngör, çalışmalar hakkında bilgi verdi. İdari yargıda yapılan reformlarla ihlal kararı verilen sorunların önemli kısmının giderildiğini vurgulayan Güngör, “Bununla birlikte makul süre içinde karar verme konusu halen Danıştay için bir sorun olmayı sürdürmektedir. Bunu gidermek adına başkanlığımız bünyesinde bir kanun çalışması başlattık. Bunun sonucunda daha hızlı yargılama yapılmasına yönelik kanun teklifi hazırladık. Bu konuda yürütmenin ve yasamanın çok olumlu desteklerini görmekteyiz” dedi.Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Ahmet Hamsici ise Türkyargısının son yıllarda gösterdiği gelişmelerin Avrupa’da takdir gördüğünü, Avrupa Birliğinde de
övgüyle karşılandığını söyledi. Bunda projelerin katkısının inkar edilemeyeceğini vurgulayan Hamsici, yürütülen bu projenin de Türk yargısına önemli katkı sağladığını bildirdi. Proje kapsamında yapılan çalışmaları anlatan Hamsici, “Yükümlülüğümüz, bu projeden elde edilen kazanımları tüm Türkiye’ye yaymaktır. Hepimiz Türk yargısını daha iyi bir yere taşımak için çalışıyoruz. Temennimiz, yargı organlarının etkinliğini artırarak, toplumun adalete güven duygusunu sağlamaktır” diye konuştu. – Ankara