Maktul Özcan Eren’in Ailesinin Vekili Avukat İbrahim Utku Saka, Özcan Eren Davası şöyle özetledi;
“Somalıların ve kamuoyunun bildiği üzere maktul Özcan Eren 07.02.2020 tarihinde kaybolmuş ve Eren ailesi oğullarından uzunca bir süre haber alamamıştı. Bunun akabinde Soma İlçe Emniyet Müdürlüğüne kayıp ihbarında bulunmuşlardı. Olayla ilgili soruşturma başlatan Soma Cumhuriyet Başsavcılığı tanık beyanları doğrultusunda sanık Mehmet Tahta’nın ilk olarak Özcan’ın en son kendisiyle birlikte görülmesi nedeniyle bilgi sahibi sıfatıyla ifadesine başvurmuş ve sanık Mehmet T. bahse konu olayla ilgili kendisinin bilgisi olmadığını söylemiş böylelikle savcılıktan salıverilmişti. Tabi bu arada sanık Mehmet T, Eren ailesinin Soma Bayat Köyündeki evlerinin avlusuna 450.000 TL para istediği bir fidye mektubu bırakmıştı. Sanık kasten adam öldürme olayına faili meçhul süsü vermek amacıyla bu fidye mektubunu yazmıştı. Böylelikle zaman kazanmış ve Özcan’ın vücudunu 10 parçaya ayırarak baraj göletlerine atmıştı. Soma Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma esnasında Soma Sevişler Baraj Göleti ve Aydıncık Baraj Göletinde insan uzvuna rastlanılmış ve akabinde kamuoyunun baskılarına dayanamayan sanık Mehmet T. bu vahşice cinayeti nasıl işlediğini ikrar etmişti. Adli Tıp Kurumu’nun kriminal incelemelerinde bu uzuvların Özcan Eren’e ait olduğu tespit edilmişti. Adli Tıp Kurumu’ndan gelen otopsi raporları sonucunda sanık hakkında Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmak üzere Tasarlayarak Kasten Öldürme ve maktul Özcan’ın vücut bütünlüğünü bozarak balta vasıtasıyla 10 parçaya ayırması nedeniyle Kişinin Hatırasına Hakaret suçlarından fezleke düzenlenmiş ve iddianame bu şekilde hazırlanmıştır.
Katılan aile oğulları Özcan’ın kaybolmasından sonra uzunca süre haber alınamaması ve fidye mektubu bırakılması nedeniyle ulusal bir TV kanalında Müge Anlı’nın programına giderek cinayetin bilinmeyenlerini çözmek istemişlerdi. Vahşice işlenen bu cinayet Somalıları ve tüm kamuoyunu derinden etkilemiş, insanların adeta kanını dondurmuştu. Bu cinayete kimse anlam vermemiştir. Bilindiği üzere kamuoyunda çok ses getiren başkaca kadın cinayetlerini de maalesef ki vatandaşlarımız görmüş ve şahit olmuştur. Bizim de vatandaş olarak istediğimiz cinayet suçlarında cezaların takdiri indirim uygulanmadan en üst sınırdan verilerek caydırıcılığının olmasıdır. Hepimizin bildiği üzere son yıllarda bu ve buna benzer kadın cinayetleri de artmış durumda. Bu olayları duyduğumuzda hepimizin yürekleri sızlıyor. Cezalar caydırıcı olduğu takdirde tek temennimiz, Münevver Karabulut, Özgecan Aslan, Pınar Gültekin gibi genç yaşta kadın cinayetine kurban giden kardeşlerimizle birlikte müvekkilerimizin oğlu Özcan Eren ve daha nice genç yaşta vahşice cinayete kurban olan kardeşlerimizin ve ailelerinin yaşadığını başkalarının yaşamamasıdır. Biliyoruz ki giden geri gelmiyor ancak acılı ailelerin acısı ancak sanıklar yüksek cezalar aldığı takdirde bir nebze de olsa hafifliyor.
Bugün Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde Özcan Eren cinayetinin sanığı Mehmet T.’nın yargılamasının 2. duruşması görüldü. Sanık 24.12.2020 tarihli ilk duruşmada mahkeme başkanının izinli olması ve avukatları ile pandemi nedeniyle savunma hazırlayamadığını belirterek beyanda bulunmak istememişti. Bugünkü 2. duruşmada cinayeti neden ve nasıl işlediğini anlattı. Özcan’ı nasıl parçalara ayırıp baraj göletlerine attığını anlatacağı esnada, mahkeme başkanı takdiren katılanları yani Özcan’ın anne, baba ve dedesini duruşma salonunun dışına aldı. Bu kan donduran beyanlardan sonra katılanlar yeniden duruşma salonuna alındı ve akabinde tanıklar dinlendi. Mahkeme heyeti 3. duruşmayı 09.03.2021 tarihine bıraktı. Davanın en kısa sürede karara çıkacağına eminiz.
Eren ailesinin acısının tarifi yoktur ve hiçbir şey Eren ailesine oğullarını geri getiremez. Bu nedenle ailenin de tek temennisi mahkemece sanık hakkında hiçbir takdiri indirim uygulanmadan üst sınırdan en ağır cezanın verilmesidir. Bu bağlamda ailenin vekili olarak biz de davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Kamuoyunun bilgisine sunarız.”