Academic Hospital Çocuk Romatolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Öner, çocukluk çağının en sık görülen kronik romatolojik hastalığı olan jüvenil romatoid artritin, erken müdahale edilmemesi durumunda başka organları da etkilediğini bildirdi. Öner, yaptığı yazılı açıklamada, JRA’nın kalıcı olabilen eklem iltihabıyla ortaya çıkan kronik bir hastalık olduğunu ifade etti. 100 bin çocuktan 15-20’sinde görülen hastalığın çok değişik tablolarla seyrettiği için tanısının zor konulduğunu ve sıklıkla başka hastalıklarla karıştırıldığını vurgulayan Öner, şöyle devam etti: “JRA, çocukluk çağının en sık görülen kronik romatolojik hastalığıdır. Erken müdahale edilmezse ciddi sağlık sorunlarına neden olan bu hastalık, pek çok çocukta eklem dışında başka organları da etkilemektedir. Dizler, ayak, el bileği ile çenede şişme, kızarıklık ve eklem yüzeyinin bozulması gibi belirtiler veren jüvenil Romatoid Artrit, seyri bireyden bireye değişkenlik gösteren, uygun tedaviyle yüz güldürücü sonuçlar alınabilen ancak aksi durumlarda engelli olmak gibi hayat kalitesinde ciddi düşüşe yol açabilecek bir hastalıktır. Viral ve bakteriyel bazı enfeksiyonlar bu hastalığa neden olabilir. Genetik yatkınlık ve ağır stres de (bir yakınını kaybetme ya da anne-baba ayrılığı) başka bir etken olabilir. Ancak pek çok kronik iltihabi hastalıkta olduğu gibi bu hastalıkta da kesin nedenler bilinmemektedir. Jüvenil romatoid artritte, vücut kendi eklem hücrelerine karşı saldırıya geçer, bunun sonucunda da eklemde bulunan kemik, kıkırdak ve bağ dokusuyla kemik zarı normal dokusunu kaybeder ve şekil bozukluğu gelişir. Eklemde şişlik oluşur, bu şişlik uzun süreli olduğu zaman eklemde engellere neden olabilir.”Prof. Dr. Ayşe Öner, bu hastalıkta eklemlerde ve lenf bezlerinde şişme, sıcaklık artışı, düşmeyen ateş, karaciğer-dalak büyümesi ve göz problemleri gibi belirtiler görüldüğünü bildirdi. -“Göz kontrolleri, mutlaka yapılmalı” Erken müdahale edilmemesi durumunda, göz, böbrek, akciğer ve nadiren kalpte de tutulum görülebileceğini, böbrek yetmezliğine bağlı ölümler gerçekleşebileceğini belirten Öner, erken yaşta başlayan ve tutulan eklem sayısı beşten az olan çocuklarda göz bozukluğunun ön planda olabileceğini vurguladı. Gözde bozukluk, kızarıklık, ışıktan etkilenme ve üveit oluşumu görüldüğüne dikkati çeken Öner, şunları kaydetti: “Tedavi edilmezse göz bozukluğu yüzde 17-20 oranında körlükle sonuçlanabilir. Dolayısıyla bu hastalarda göz kontrolleri mutlaka yapılmalı. Çocuklardaki Romatoid Artrit, yetişkinlerde görülenden çok farklı. Tanı koyarken en önemli kriter bir veya daha fazla eklemde, altı haftadan uzun süren şişliklerin görülmesidir. Jüvenil Romatoid Artrit, viral ve bakteriyel enfeksiyon, tümörler ve kanser türleri (lösemi, lenfoma, kemik kanserleri ve kemik dışı kanserler) ve diğer romatizmal hastalıklarla karıştırılabiliyor. Bu hastalık için hızlı ve basit bir çözüm yok. Ancak hastalık kontrol altına alınabilir. Tedavideki hedefimiz, belirtileri kontrol altına almak, eklem hasarını önlemek ve çocuğun fonksiyonlarını korumaktır. Bu hastalıkta tedavi kişiye özeldir. Ayrıca aile ve çocuğun bu sürece aktif olarak katılması gerekmektedir.” “Hastalığın tedavisi ekip işi” Tedavide erken dönemde ağrıyı kesen ve eklem bulgularını azaltan ilaçlar kullanıldığını belirten Prof. Dr. Öner, hastalık hafif seyirliyse bu ilaçların 4-6 haftada etki ettiğini söyledi. Ayşe Öner, deformasyonun geliştiği vakalarda ise eklem düzeltme operasyonları yapılabileceğini ifade etti. Öner, çocuklarda görülen romatoid artritin tedavisinin ekip işi olduğunu vurgulayarak, romatoloğun yanı sıra fizik tedavi, rehabilitasyon uzmanı, ortopedist ve göz doktorunun bu hastalığın tedavisinde ayrı ayrı işlevleri bulunduğunu anlattı.Prof. Dr. Öner, şöyle devam etti: “Jüvenil romatoid artritin uzun süreli hatta ömür boyu süren bir hastalık olabilmesi nedeniyle tedavisi de sabır isteyen bir süreçtir. Hastaların yüzde 30’u gelecekte işsiz kalabiliyor. Bu nedenle hastanın topluma kazandırılması çok önemli. Bu hastalığı olan çocukların normal hayatına devam etmesi, okula gitmesi ve sosyal aktivitelere katılması gereklidir. Ancak bu çocuklar fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarına da ihtiyaç duyabilir.” – İstanbul