Türkiye Maden İşçileri Sendikası Soma(Kamu) Şubesi 2. Olağan Genel Kurulunu büyük coşkuyla gerçekleştirdi. Şevket Şahin başkanlığındaki Şube Başkanvekili Selçuk Metin, Şube Sekreteri Hamza Arslan, Şube Mali Sekreteri Ali Uzun ve Şube Teşkilatlandırma Sekreteri Zeki Özgen delegelerin güven oyunu alarak yeniden seçildi.
Maden İş Sendikası Salonu’ndaki kongreye Ak Parti Manisa Milletvekili Mehmet Ali Özkan, Belediye Başkanı Ali Tulup, Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul ve genel merkez yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, sivil
toplum örgütleri temsilcileri, delegeler ve üyeler katıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Soma Şubesi Başkanı Şevket Şahin, Ege Linyitleri İşletmesi’ndeki kamyonların alınmamasını eleştirdi ve işçilerin 1985 model kamyonlarla dekabaj işletmesinde zor şartlar altında çalıştığına vurgu yaptı. Ege Linyitleri İşletmesi(ELİ)deki daralmaya da dikkat çeken Şahin, 2010-2018 yıllar arasındaki dekabaj azalmasına dikkat çekerek, “ELİ’nin 2010 yılından 2018 yılına kadar yaptığı dekabaj ileriye değil geriye doğru gidiyor. Kurumumuzun bu duruma düşmesi bizleri çok derinden üzmektedir. İçinde çalışma şevki olan milli servetin bilincinde olan gerçekten üzülür. ELİ Soma’nın değil Türkiye’nin bildiği kurumlardan biridir. Yarattığı katmadeğerle her yıl vergi sıralamasında 5 yıl önceye kadar dereceye giriyordu. Yarattığı istihdamla bizlere ekmek, iş verdi. Özel sektöre rödovans sahalarını vererek hem üretime hem de istihdama dayalı sahalarını açtı. kim kaybetti, kimse kaybetmedi. Milli ekonomi, milletimiz ve Somalı kazandı. Yeni ihalelerle de inşallah daha fazla insan, daha fazla üretimle ülke ekonomisine katkı Soma’nın gelişmesine olacaktır. ” dedi.
Sözlerine maden şehitlerine rahmet dileyerek başlayan Şevket Şahin, “İlk seçimde işe insana dayalı kişisel faktörlerle seçimi yaptık. Bu seçim bizim için daha önemliydi. İşçi arkadaşlarımızın kantarına çıktık, seven sevdi, semeyen sevmedi. Allah’a şükürler olsun yüzümüzü karartmadı. İkinci seçimde arkadaş sandıklarımızı karşı tarafta yer aldığını gördük. Biz Soma Şubesi yönetim kurulu olarak hiçbir siyasi parti, derneklerin seçimine müdahil olmadık. Biz kendi işimize baktık. Biz birşey kaybetmedik ama onlar bizi kaybetti. Bizim hiçbir zümreden çekincemiz yok. İlk seçime göre ikinci seçimde aradaki farkı açarak kazanmamız bizi daha çok sevindirdi.” dedi.
İŞÇİNİN GENEL KURULU OLACAK
Bizim bir dahaki genel kurulumuz sadece işçinin katılımıyla sabahtan akşama kadar oturup işyerinin derdi, sorununu geleceği geçmişi tartışacağı bir genel kurul olmasını istiyorum. Allah nasip edersede birdahaki seçimde bunu yapacağız. Hiçkimseyi de buraya kadar yormayacağız. Sadece Soma şubesinden arkadaşlarımızla olacağız.
ELİ’DE SIKINTILAR VAR
İşyerlerindeki sıkıntılardan bahseden Şahin,”ELİ’nin 2010 yılından 2018 yılına kadar yaptığı dekabaj ileriye değil geriye doğru gidiyor. Kurumumuzun bu duruma düşmesi bizleri çok derinden üzmektedir. İçinde çalışma şevki olan milli servetin bilincinde olan gerçekten üzülür. ELİ Soma’nın değil Türkiye’nin bildiği kurumlardan biridir. Yarattığı katmadeğerle her yıl vergi sıralamasında 5 yıl önceye kadar dereceye giriyordu. Yarattığı istihdamla bizlere ekmek, iş verdi. Özel sektöre rödovans sahalarını vererek hem üretime hem de istihdama dayalı sahalarını açtı. kim kaybetti, kimse kaybetmedi. Milli ekonomi, milletimiz ve Somalı kazandı. Yeni ihalelerle de inşallah daha fazla insan, daha fazla üretimle ülke ekonomisine katkı Soma’nın gelişmesine olacaktır.
“SOMA’YA ELİ’YE SAHİP ÇIKALIM”
Bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Ege linyitleri İşletmesi(ELİ)’nin üretimi, dekabajı git gide düşüyor. O zaman ne olacak ELİ, kapanacak mı? Kapanmıyorsa bilmek zorundayız. Her gelen genel müdürümüz sağolasun kamyon alımıyla ilgili bir sürü sözler verdi. Daha önceki genel müdürümüzde şimdi genel müdürümüzde. Ama bizim ELİ’deki taşıma gurubumuz 1985 model. Bugün hangimizin aracı 1985 model. Bu kamyonlarla biz bu işi bu yükü taşımaya çalışıyoruz. Çok tehlikeli ağır iş kolundayız ama malesef günü geçmiş iş makinalarıyla çalışıyoruz. Ne hikmetse 10 tane kamyonu aldıramadık. 2019 yılı da mali açıdan tüm kamuda kemer sıkma politikası açıklamaları var. 2019’dan da ümidimiz yok. Ama bu iş makinaları alınmazsa bizim dekabajımız 20 yılda yarı yarıya düşmüş bir 10 senede de bir yarı yarıya düştüğü zaman 21 milyon m3’ten 10 milyon m3’e düşececek. Biz üretmek istiyoruz, çalışmak istiyoruz, ürettiğimizden de daha fazla pay istiyoruz. ELİ’nin açık ocakla alınamayan yerlerinin mutlaka ve mutlaka yeraltına tekrardan dönmesini istiyoruz. Yer altı ocağı tekrar açılsın. Niye biz kendi elimizle bu işi yapmıyoruz. Şu anda elimizde hala alet ekipman var. Tecrübeli arkadaşlarımızda var. Hatta önümüzde Soma Kömürleri örneği var. Sahası bitiyor. Orada çalışan garibanlar va r. Soma’ya iş aş da ver. Ben buradan başta sayın vekilimiz Mehmet Ali Özkan olmak üzere sayın Ak Parti İlçe Başkanı Mehmet Ali Aksoy’a ve tüm yetkililere sesleniyorum. Soma’ya sahip çıkalım.”
“AYNI İŞ KOLUNDAYIZ AMA ÖRGÜTLENEMİYORUZ”
Aynı kurumda çalışıpta farklı farklı iş kolunda olan arkadaşlara biz ELİ’de rastladık. Başka bir yerde yok. biz 03 madencilik kolunda çalışıyoruz. Nace kodumuz belli. Ama ELİ’ye çalışan mütahitler ne hikmetse kimi turizmde kimi otelcilikte kimi orda kimi burda. Çalışma Bakanlığından tespitini istedik, bizim işimiz değil dedi. Bizim atölyelerde kaynakçıyla kaynakçılık yapan aynı işi yapan arkadaşın işkolu turizmde. Ve biz örgütlenemedik. Türkiye’de yaklaşık çalışan 10 milyon işçi var 1,5 milyonu sendikalı. O zaman çağ atladıysak işyerlerinde de çağ atlamalıyız, herkez elini taşın altına sokması lazım. Şu anda mahkemeyi kazandık, yargıtaya gitti dosya bizim ona tahammülümüz kalmadı. Önümüzde sözleşme dönemi var. Mücadeleyle inşallah tüm işçi arkadaşlar adına iyi bir sözleşme yaparız. ” dedi.
Genel Başkan Nurettin Akçul,
“Yer Üstünde Çalışan Üyelerimiz Unutuldu”
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul ise “Soma’daki maden kazasından sonra daha birçok işyerlerinden toplu ölümler olmaya devam etti. Yer altında oldu da yer üstünde toplu ölümler yaşanmadı mı, bunları da yaşadık. Türkiye’nin hemen her yerinde birçok arkadaşımız ekmekleri uğruna canlarını verdiler. Başta Soma’da olmak üzere iş kazalarında hayatlarını kaybeden tüm arkadaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Yer üstü kazalarına da vurgu yapmamdaki amaç şu. Kaza sadece yer altında olmuyor. Soma faciasının olduğu dönemde yer altı çalışanlarıyla ilgili çok güzel düzenlemeler yapıldı. Erken emeklilik hakkı, iki asgari ücret, haftada iki gün tatil hakkı gibi. Ama yer üstünde çalışan maden işçileri o aceleyle gündemin içinde yerini alamadı. Fiili hizmet zammına getireceğim sözü. Yer altındaki o 1/2’yi istemiyoruz. Tabiki yeraltının işi çok daha ağır. Ama yerüstünde çalışan sizlerde gerçekten ağır işler yapıyorsunuz. Ölüm riskiyle karşı karşıyasınız. Bu konuyla ilgili üniversitelerle çalışma yaptık. Güçlü bir heyet işyerlerini gezerek risk analizlkeri yaptılar. Bunun sounucu da bir rapor haline getirdiler. bu çalışmayı ilgili makamlara iletmeye çalışıyoruz. İnşallah bu konuda sizlere müjdeli haber verebiliriz.
KIDEM TAZMİNATI GELECEĞİMİZ
Kıdem tazminatı gündemin sıcak maddelerinden biri. Unutuluyor her ne hikmetse pişirilip pişirilip önümüze getiriliyor. Kıdem tazminatı bizim sigortamız galeceğimiz. Kimimiz düğün yapar çoluğuna çocuğuna kimimiz ev alır. Kıdem tazminatı bizim olmazsa olmazımız. Bununla oynanmasına izin verilmeyecek. Bu Türk İş’in almış olduğu karar. Bunun arkası çok şiddetli olabilir. Bizim kıdem tazminatımızla oynanmasın. Kıdem tazminatında bir düzenleme yapılabilir. Şu anda kıdem tazminatından yararlanma oranı yüzde 9’lar civarında. 10 çalışandan 9’u kıdem tazminatı alabiliyor. Geri kalanlar bu haktan mahrum kalıyor. Bu konuda düzenleme yapılırsa sonuna kadar destek veririz. O alamayanlarla ilgili düzenlemelere ihtiyaç var. Somamızda bunu yaşıyoruz zaten gördük. Kıdem tazminatını alamayan hala binlerce işçi var Soma’da. Taşaron konusunda da 900 bin kişiye verdiğiniz hakkı 48 bin işçiye çok gördük. Bu bir unutulmamıydı anlamış değiliz. Asıl işi yapan da bizleriz. Tezgahın başında çalışan iki arkadaş var biri kadrolu biri kadrosuz. Aynı işi yapıyorlar. Bu hiçbir hakka hukuka uygun bir uygulama değildir. O 900 bin kişiye verilen hakkı biz mutlaka asıl işi yapan bizlere de verilmesini istiyoruz. Bunun takipçisiyiz.” dedi.
