Milletçe zor zamanlarda kenetlenerek bağımsızlığımız ve milli birliğimizden asla taviz vermeyeceğimizi, tüm dünyaya bir kez daha göstermiş olduğumuz demokrasi zaferimizin beşinci yıl dönümünde, 15 Temmuz gecesinin karanlığında bir ışık gibi parlayan aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimize minnet ve şükran duygularımı sunuyorum.
Köklü ve şanlı bir tarihe sahip olan aziz milletimiz, 1071’den beridir yurt edindiğimiz bu coğrafyada, istiklaline ve istikbaline göz dikenlere karşı kahramanca mücadeleler vermiş; vatanına, bayrağına her daim sahip çıkmıştır. Milletimiz, 15 Temmuz hain darbe girişiminde de tıpkı Malazgirt’te, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi bu coğrafyayı vatan olarak sahiplenme konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Türkiye’nin büyük bir demokrasi sınavından geçtiği 15 Temmuz gecesinde, bu memleketin aziz evlatları sokak ve meydanlara inerek cesaretleriyle, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih sayfasına 15 Temmuz Destanı’nı altın harflerle yazdırmışlardır. Milli iradeyi hiçe sayan, TBMM’yi bombalayan ve kendi halkına kurşun yağdıran hainler şunu bir kez daha görmüşlerdir ki “Biz bir oldukça tek yürek, tek millet oldukça hiçbir güç bizi yenemeyecektir.”
Türkiye’nin bu en uzun ve puslu gecesinde, kurşuna yürüyen 251 vatan evladı şehit olmuş, 2193 kardeşimiz ise gazilik rütbesine erişmiştir. Hiç şüphesiz ki şehitlerimiz, kalplerimizdeki mümtaz yerlerini daima muhafaza edeceklerdir.
Milletçe zor zamanlarda kenetlenerek bağımsızlığımız ve milli birliğimizden asla taviz vermeyeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha göstermiş olduğumuz demokrasi zaferimizin beşinci yıl dönümünde, 15 Temmuz gecesinin karanlığında bir ışık gibi parlayan aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimize minnet ve şükran duygularımı sunuyorum.
