Maden Kanununda değişiklik yapan torba kanun görüşmelerinde konuşan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu maden sahası içinde kalan Soma Deniş Mahallesini gündeme getirdi.
Kanun değişikliği ile Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmelerinin uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarının devredilmesi halinde ÇED mevzuatından muafiyet getirildiğini belirten Bakırlıoğlu bu düzenlemenin Soma’yı yakından ilgilendirdiğini söyledi.
Bakırlıoğlu Mecliste yaptığı konuşmada; Manisa Soma ilçemizde yer alan Deniş Mahallesi yaklaşık 140 haneli bir mahallemiz. neredeyse 100 metre ilerisinde TKİ’yi ait redevans işletilen bir açık maden ocağı var ve burada yıllardır madencilik yapılmakta.
Maden alanı genişleyerek köye dayandı ve Köy için kamulaştırma kararı alındı. Bu yüzden hiçbir yatırım yapılmıyor, halkın ihtiyaçları karşılanmıyor. Kamulaştırma da yapılmadı.
Soma ilçesi Deniş Mahallesi’nde yıllardan beri içme suyu yok. Deniş Mahallesi’nde ne yazık ki çeşmeler akmıyor, içme suyu ihtiyacı haftada bir kez tankerle karşılanıyor, pazartesi günü tankeri yakaladınız, yakaladınız eğer yakalayamazsanız bir hafta boyunca susuz kalıyorsunuz.
Mahallede her yer toz içinde, mahalleli yazın en sıcak günlerinde dahi penceresini açamıyor, mahalle sakinleri arasında akciğer rahatsızlıkları had safhaya ulaşmış durumda. Mahalleye 100 metre uzaklıktaki maden, açık ocak ve devamlı dinamit patlamaları var, evlerin birçoğu zaman içinde patlamalardan kaynaklı sarsıntılardan ağır hasar görmüş durumda.
Yani Deniş Mahallesi’nde toz çok, hastalık çok ancak su ise ne yazık ki hiç yok.
Mahalleli yıllardır bu şartlar altında, bu zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor, tabii buna yaşamak denilirse. Maden sahası 2016 yılında termik santrali kurma şartlı redevans sözleşmesiyle ihale ediliyor ve aynı yıl Bakanlar Kurulu kararı ile mahalle sınırları içerisinde yer alan ekili, dikili ve yapı unsurları ile tüm arazi için kamulaştırma kararı çıkıyor, ardından değer tespiti yapılıyor ve mahalleli ile şirket uzlaşma görüşmelerine başlıyor ancak şirketin verdiği tutar hak sahiplerini tatmin etmiyor. “On yıl, yirmi yıl sonra çalışacağım yerler için neden şimdi de kamulaştırma yapayım, ben kısmi kamulaştırma yapmak istiyorum.” diyen şirket uzlaşma masasından ayrılıyor.
Yıllar boyunca insan onuruna yakışmayan şartlarda yaşayan, en temel ihtiyaçlarından mahrum yaşamak zorunda kalan mahalleli kısmi kamulaştırma istemiyor. Başlarında muhtar çalmadık kapı kalmıyor ancak çaldıkları her kapı da birer birer yüzlerine kapanıyor. Şimdi, “Deniş Mahallesi’nin çaresizliği ile bu kanun teklifinin ne alakası var.” diyebilirsiniz oysa çok alaka var. Çünkü buranın ruhsatı devredildiğinde hiçbir çevre mevzuatına tabi olmayacak. İnsan sağlığına ve tabiata verdiği bunca zararlara rağmen çalışmaya devam edecek. Deniş mahallesinin kamulaştırma sorunları bir an önce çözülmesi gerekiyor ifadelerine yer verdi.