MHP Manisa İl Başkanı Erkan Öztürk basın açıklaması yaptı. Öztürk açıklamasında şu ifadeleri kullandı, “Bugün, Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin şanı ve gururu olan, TBMM’nin açılış yıldönümü… Fakat ne yazıktır ki; bu kutlu gün öncesinde, Gazi Meclisimiz tuhaf bir senaryo ile ve milletimizin iradesini hiçe sayan bir anlayışla, çok acı bir tecrübe yaşamıştır…
İP Genel Başkanı Meral Akşener: “Grup kurmak için abidik gubidik işler yapmayacağız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise: “Masa başında milletvekili sayısını artırırız fikrine karşı çıkıp,seçimi hileli yolla kazanacağını zannedenlerin hilesine izin vermeyeceğiz”derken, aniden bir açıkama ile
CHP’li 15 vekilin,İP’e geçtiği haberini aldık. Gizli görüşmelerle istifaya zorlandığı anlaşılabilen bu 15 vekilin, hüzünleri yüzlerinden anlaşılmaktaydı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olan tarihi bir partiye,bu tutarsızlık hiç reva görülebilirmi? Bunlar hangi üst akla hizmet etmektedir?
Siyasi onursuzluğu ilke edinerek kirli bir ittifakın oluşturulmasın da, çelimsiz figüranlara yer vermeyi hangi dürüst CHP li seçmen kabullenebilir?
Vekil pazarlamanın moda haline getirilmesine,CHP’li ve İP’li seçmenler nasıl göz yumabilir? Ahlaki ve meşru bir ittifak yapmaktan aciz bu çirkin birlikteliğin doğuracağı hileli ve sahte çıkar ilişkileri nasıl gözardı edilebilir? Biz hatta, sebeb ne olursa olsun,partisini inkar ederek istifa eden veya keyfiyen parti değişikliği yapmak isteyen milletvekillerinin, Aziz Türk Milletimize verilmiş sözlerini yerle yeksan etmelerinden dolayı, vekilliklerinin düşürülmesinin dahi doğru bir karar olacağı kanaatindeyiz. Utanç bir değildir ki; bunların yüzü kösele misali gün geçtikce farklı şekillere bürünmektedir. Bir seferde,on beş milletvekili, sırf şahsi istikballeri doğrultusun da bağlı bulundukları partilerini değiştirmekten hiç utanmamış ve malum partililerin yüzleri ise bir nebze olsun kızarmamıştır. Evet, eski meclisimiz de,belki koltuklar yoktu, fakat adam gibi adamlar,tahta sandalye ve sıralar da,vatan mücadelesi için bir bütün haline gelmenin şerefiyle yaşamaktaydılar.Bugün ise, rahat koltuklar yetmemiş olsa gerek ki; daha iyi ve konforlu hayaller doğrultusun da,ipliklerinin pazarda, adi bir perdeli mutabakatla satışına rıza göstermektedirler.İşte gündemden bir haber daha,CHP ve İP İttifakına PKK Terör Örgütü’nün Kandil elebaşından tebrik bildirisi yayınlandı. Ve dahi bununla da yetinmeyip, HDP’yi de araların da görmek istedikleri belirtildi. Dikkatinizi çekerizki; yeni ittifakı bu sevinçle kucaklayanlar,
Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne birinci seviyede düşman unsurlardır. Dolayısı ile bu terörist unsurların, TBMM de ki tüm partiler için de düşman olarak kabul edilmesi gerekmez mi?Bilinir ki;düşmanınız sizi övmüşse, sizde de bir yanlış tutum var demektir. Yoksa PKK’lı teröristlerin CHP ve İP’e övgü dolu mesajları başka türlü nasıl açıklanabilir? HDP yi de yanlarına alarak asıl mayalarını ortaya koymaları ise halen beklenmektedir.
Bu, bir zamanlar açılım/çözüm süreci için veryansın edenlerin, yada alkışlayanların Sayın Cumhurbaşkanımızın süreci dondurmasıyla ve teröre ağır bir hasar verip OHAL’i ilan etmesiyle, hatanın neresinden dönülse faydadır prensibini yok saymaları değilde nedir? Sayın Erdoğan olumsuz işleyiş den rahatsızlığını dile getirerek çözüm sürecini bitirmenin doğruluğunu savunurken, bunların PKK’yı sevindiren abidik gubidik girişimlerle, onların övgüsüne mazhar olarak yeniden hortlatmaya calışması hangi terörist ülkelere hizmettir. Kendi ülkesine acımadan, düşünmedenve hatta 25 milyon TL’lik hazine yardımıyla haksız ve meshetsiz kazanc kapısı aralamak için bin bir yalan uydurup milletin iradesini yok saymak, seçmenin tercihiyle alay etmek, meşru olmayan bir ittifaka adeta mevsimlik işçi taşımak hainlik değil de nedir? Milletin saygın tercihi bir daha bu demokrasi den bahseden demokrasi düşmanlarına bırakılabilir mi?
Siyasi onursuzluğun şekil almış haliyle debelenmeye çalışanların, debelendikce batan bir hile ve yalan bataklığına gömülmesi artık kaçınılmazdır. Unutulmamalıdır ki; boynuna ip bağlanılıp istenilen yere çekilen hiçbir insandan,vatan evladı olmaz,milletin vekili olmaz,fikir adamı olmaz, hatta insan bile olmaz… Çünkü, Aziz Türk Milleti, hiçbir zaman bağımsızlığına leke sürdürmemiş, özgür iradesini hiçbir menfaat uğrunda satmamış ve satılmamıştır.
Eğer Meclis de bazı vekiller, hadsizce o parti senin bu parti benim, kapı kapı bir arayış içinde saçma bir misafircilik oynayacaklarsa, Aziz Milletimizin Meclisimize farklı partilerle temsil yetkisi vermesinin,ne ehemmiyeti ve ne manası vardır. Milletin aklıyla oynayıp, seçimleriyle alay etmek, sinsi planlar düzenlemek, hangi saygın siyasi diplomata yakışır bir davranıştır. Büyük Türk Millleti öyle güçlüdür ki; iradesini hiç kimseye kullandırmaz, öyle akıllıdır ki;hain planlarla ülkeyi blinmezlik ve kaos ortamına sokmaya çalışanları perişan eder. TBMM, kimsenin kişisel sendikası, bürosu yada iş yeri değildir. O kutsal mekan, vatan uğrun da davaya adanmış yüreklerin şehadetleri sayesin de atalarımızın emanetidir. Oyun oynayacak yaşta olmayan hiçbir insan,satılmışlığın ağır yüküne tahammül gösteremez, bir tek şeref yoksunları hariç.”